17 Şubat 2014 Pazartesi

Gençliğimizin katili...


Yıl 2008. Her şey bir arkadaşın “La bir oyun var böyle menajer oluyorsun, takımı yönetiyorsun Noktalar oynuyor falan” demesiyle başladı. Önce pek ciddiye almamış sonra da o zamanlar oynadığımız GoalUnited’ın(buradan kendisini saygıyla selamlıyorum) verdiği gazla bilgisayarıma kurmuştum denemek için. Beğenmezsem silerim diyordum. Nereden bilirdim ki “Bir kereden bir şey olmaz” kuralının sadece sigarada geçerli olmadığını…

Bu oyun bir tutku, bu oyun bir gerçeklik, bu oyun bambaşka bir şey gençler. Bu oyun erkek yaşamının kurtarılmış alanı. Paralel evrenimiz. Hem aksiyon, hem adrenalin, hem vitamin ihtiyacını karşılayabildiğimiz ilaç…

Hayattan kendini soyutlamanın bilgisayar oyunları arasındaki adı. Futbolcularınızla arkadaş olursunuz, taraftarın desteğini ensenizde hissedersiniz. Kimi zaman maçlarda ecel terleri dökersiniz. Kimi zaman evde gol sevinci turları atarsınız. Bilgisayarda bu oyunu her çalıştırdığınızda gerçek hayattan kopar gidersiniz.

Transferler, teknik ekip, taktik, derbiler, Avrupa maceraları, kulüp/lig rekorları, finansal denge derken bir bakmışsınız elinizde kağıt kalem stratejiler üretiyorsunuz. Önümüzdeki sezon gidecekler, takviye gereken mevkiler, mevcut oyuncuların maaş durumu her şeyin yeri ayrı, tadı ayrı.

Ama özellikle bir şey var ki sevmek, sevilmek ve benzeri şeyleri öğretiyor insana. O altyapıdan çıkan potansiyeli olan çocuk yok mu? Oğlunuz gibi seversiniz onu. 16-17 yaşındaki çocuğu ilk on bire almak nasıl bir heyecandır bilir misiniz dostlar? Her asistinde, her golünde tuttu ulan bu çocuk, oldu vallahi de billahi de oldu diye bağırmak nasıl bir histir? Sonra teklif gelir bu gence. Avrupa’nın büyük kulüpleri yatar kapınızda. Satarsınız eliniz mecburdur, önünü kapatmamak gerekir. Ama gittiğinde takımınızı eksik, taraftarınızı mahzun, kendinizi yalnız hissedersiniz…

Ne takımlar, ne oyuncular geçti lan elimizden. Ne bonservisleri gördüğümüzde inanamadık. Tur maçlarında son dakikada gelen goller, bin bir umutla alınan kilit oyuncuların aylarca suren sakatlıklarına ne üzüldük. Oyun falan değildir Football Manager, tutkudur, aşktır, yeniden, yine, yeni, yeniden aşktır! 10 sezon üst üste şampiyon da olsanız,11.sezonun hiçbir garantisi olmadığını bilmenin getirdiği, futbolun büyüsünün get
irdiği aşktır... 


Başarılı olmak için hissetmeniz lazım!


Her şeyin başlangıcı-Football Manager 2008

6 Şubat 2014 Perşembe

Asıl Saf Bizmişiz

Gençler şimdi aranızda ben şöyle çılgınlık yaptım, şöyle asilik yaptım diyenler vardır. Belki abartı belki gerçektir anlatılanlar ama yine de imkansız değildir anlatılanlar. "Yapmıştır la bu kesin" dersiniz. İşte bunu demediğimiz insanlar şaşırtır bizi.

Anlatacağım olayın kahramanı bizzat kuzenim. Kendisi 17 yaşında. Garip birisi. 17 yaşında ama çok yemek yiyen, kulağı da sıkıntılı olan birisi. Hatta uzun süre; tek işi yemek yemek olan, kulağı duymayan dedemin ikinci karısının ruhu tarafından ele geçirildiğini düşündüğüm bile oldu.
Kıza adını sorsak "Yasemin" diyemez, boş boş bakardı. 5 yaşındaki çocukların bile korkmadığı şeylerden korkardı. Hatta annesi biraz gözü açılsın diye annemin yanına yardıma göndermişti. Bırakın müşteriyle ilgilenmeyi elinden gelse duvara monte edilmiş rafın bile arkasına saklanacaktı. Birisi kendisiyle ilgili espri yapsa küfür etmiş gibi davranırdı. Garipti vesselam. Garipti garipti ama o iş öyle olmuyormuş azizim. Sessiz olandan korkacakmışsın cidden.

Kendisi yaklaşık 3 ay önce erkek arkadaşıyla kaçtı. Evet bildiğin kaçtı. Hala düşünüyorum işte "Ulan bu kız hangi ara sevgili yaptı, ne zaman plan yaptı ve nasıl cesaret etti" diye. Biz ailece kaçmasını değil bahsettiğim soruları düşünüyoruz şimdi. Hala içinden çıkamadık. Meğer bizim utangaç sandığımız kız rakip savunmayı uyutup arka direkte topu ağlara göndermiş.

Şimdi biz şunu yaptık bunu yaptık, böyle kuralları çiğnedik diye kendimizi kandırmayı bırakalım gençler. Biz bunları anlatırken sohbete katılmayan, köşede oturan insan kesin daha çılgındır.
Kuzen böyle yaptı işte gençler. Şimdi de hamileymiş sanırım. Biz de bu sırada cesaret kavramı babasının arabasını kaçırmak olan kuzenlerle mısır patlattık, çay içiyoruz. Tuzunu da fazla atmışız mısırın. Birazdan kim daha çok su içecek yarışması yapacağız. Çok çılgınız, adeta cesaret abidesiyiz...