30 Temmuz 2015 Perşembe

Birazcık Deneyin

22 yaşına gelmişiz. 
Arkaya dönüp baksan “Vay be bunu başarmışım” diye övünecek bir şey yok. 
Aslında var da yok. 
Küçük şeylerle mutlu olmayı ne kadar öğrendiysek zaten yapmamız gerekenleri başarıdan saymaktan o kadar uzak durmuşuz.
Başkalarının neredeyse davul zurna çalarak kutlatacakları olaylarda biz bir aferinle yetinmeyi öğrenmişiz.

Dedim ya 22 yaşındayız. 
Yaşıtlarımızın umrunda olmayan olayları dert etmeyi yazmışlar sanki bize. 
Bir taraf yanlış yapıyor ama kim bunu zaman gösterecek. 
Belki zaman bile yetmeyecek ya neyse.

Bir yanda şehit haberi geliyor. 
O andan sonra gülsek bile suçluluk hissediyoruz. 
Bakıyoruz sadece biz dert etmişiz. 
İnsanlar hayatına devam ediyor. 
Üzüldüğüne dair tek bir satır yazmaya bile tenezzül etmiyor. 
Gülerken fotoğraflarını atıyor daha bir yana düşen ateş tazeyken. 
Diyorum ya belki de biz abartıyoruz belki de onlar yanlış yapıyor.

Bakıyorum konu aşktan, sevmekten açılıyor. 
Elhamdülillah yanlış aşklar uzmanıyız. 
Çoğul ekine bakmayın. 
Her gün bir kızla konuşanlardan olmadık. 
Bozuk plak gibi hem aynı yerde takılı kaldık. 
Biz daha “Ben senden hoşlanıyorum” demekten çekinirken sekizinci sevgilisinden ayrılanların dokuzuncuya olan aşklarını dinledik. 
Onlar romantik oldu biz odun kaldık.

İyilik yapmayı unutan insanlarla doldu etrafımız. 
İyilik yapanları saf olarak görenlerle. 
Dostluklar çıkar ilişkisine dönmüş. 
Derdini anlatan arkadaşına sadece “Boşver, kafana takma” demekle yetinenler var. 
Arkasından “Yine ne konuştu boş boş” diyorlar. 
Akrabalar görünce yolunu değiştirdiğin insan yığınına dönmüş. 
Gelenek diye sarıldığımız şeylerden dolayı geri kafalı olmakla suçlanmışız.

Haklısınız ben ne bilirkişiyim ne de uzman.
Her şeyi dosdoğru yaşayan biri de değilim.
Ama en azından inandığım değerler var.
Böyle yazınca egoistlikle suçlayanlar da olacak.
Onların da canı sağolsun.
Gerçi inandığı tek değer "Ulan şu kızı nasıl kandırırım, şu erkeğin parasını nasıl yerim" diye düşünenlere ne anlatsak boş ama olsun.

Neyse kimin yolu doğru kim mantıklı hareket ediyor bilmiyorum;
Ama siz yine de azıcık karakterli olmayı, adam olmayı deneyin en iyisi.

24 Temmuz 2015 Cuma

Yine Ölen Biz Olduk

Çok öldük biz.
Dinci teröristi bir yandan, Kürtçü teröristi bir yandan.
Azınlık kaldık kendi yurdumuzda.
Şehidimizi bile anarken faşist diye baktılar bize.
Birisi hümanist ilan etti kendini,
Diğeri İslam davasının sahibi.
Türk mü?
O ölsün.
Arkasından ırkçı deriz dediler,
Dini terk etti deriz dediler.

Pişkin pişkin sırıttılar.
Biz barış istiyoruz dediler; nice çocuğu babasız bıraktılar.
Biz barış istiyoruz dediler; eşleri kocasız bıraktılar.
Biz barış istiyoruz dediler; analara babalara evlat acısı çektirdiler.

Yanan bizim bağrımız oldu hep.
Polis öldü; iyi oldu gaz sıkıyordu bize dediler.
Asker öldü; işgalci zaten o dediler.
Kimse onlar da bu toprağın evladı demedi.
Kimse onlar da insan demedi.
Terörle aynı yatağa girenler bile mağdur ilan edildi de,
Şu ülkeyi gerçekten sevenler adam yerine koyulmadı.
Diğerlerinin adına anıtlar dikerken
Kendi evladımızın adını bile hatırlamadık.

Biz savaş istemiyoruz.
Biz çok öldük artık ölmek istemiyoruz.
Artık hilal ve yıldızın sarılı olduğu tabutlar görmek istemiyoruz.
Ama ölmekten de korkmuyoruz.
Annelerinin eteğini giyip sokağa çıkanlardan olmadık hiç.
Türkiye’den nasıl siktir olup gitsem diye düşünenlerden olmadık.
Atatürk’ü sevdiğini söyleyip onun en küçük öğüdünü bile unutanlardan olmadık.

Çünkü biz daha doğar doğmaz kulağımıza ezanla beraber;
Türk olduğumuzu fısıldadılar.
Kendi yurdumuzda garip olacağımızı anlattılar.
Ama unutma dediler;
Türk merhametlidir, Türk aman dileyene kılıç kaldırmaz dediler.
Türk esir de olmaz dediler.

Biz ayrılık istemiyoruz,
Biz bize düşman olmayanlarla beraber yaşamak istiyoruz.
Bu vatan 15 yaşında cepheye gidenler sayesinde kuruldu bunu da biliyoruz.
Siz öldürdükçe çoğalacağımızı da biliyoruz.
Ve “Geldikleri gibi giderler” diyen sarışın kurdun sözünü kendimize görev biliyoruz.

 “Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza   ve müdafaa etmektir.
  Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!"