19 Mayıs 2014 Pazartesi

Düğünler

Sağolsun yurdumuzun yanındaki otel sayesinde zengin düğünlerini baya bir öğrenmiş oldum. Odamın balkonu tam olarak otelin havuzuna baktığı ve düğünler de bu havuz kenarında yapıldığı için bir yıldır iyi gözlem yaptığımı düşünüyorum. Tabi dizi ve filmlerin de katkıları var gözlemlerimde. Aslında “zengin düğünü” diye bir grup yapmak istemezdim ama daha uygun bir isim bulamadım onlar için.

Çukurovanın bağrından kopmuş gelmiş biri olarak kendi düğünlerimizle kıyaslama yapayım dedim bu düğünleri. Ha sorsanız en son ne zaman düğüne gittin diye çok uzun bir zaman diliminden bahsedebilirim. Ama sağolsun tüm aile üyeleri ne zaman bir araya gelse evde düğün kasetleri açıldığı için yeterince öğrendiğimi düşünmekteyim.

Mesela zengin düğününde ayakta duruyorlar. Bizde oturursun.

Onların masaları arasında dağlar kadar fark var. Bizde sandalyeler/masalar o kadar bitişiktir ki yerinden oturdu mu kalkamazsın.

Onlarda herkesin yeri belli. Garsonlar yerlerini gösteriyor girişte. Bizde en güzel yeri kapmak için düğünden 3 saat önce giden teyzeler biliyorum ben.

Onlarda ortada garsonlar dolaşıyor, insanlara ne içersiniz diye soruyor. Bizde ben teyzelerin meyve suyu dağıtan gençlerin peşinden koştuğunu gördüm.(Ne garson mu olacaktı bir de memleketin yiğit evlatları dağıtacak tabi.)

En önemli fark belki de müzik. Dans müzikleri kesinlikle yabancı. Bizde dönemin şartlarına göre Ferhat Göçer, Mustafa Ceceli falan çalıyor galiba dans müziği olarak.

Onlarda düğünün ortalarında Disko müzikleri çalarken genç kızlar bir eli havada dans ediyor. Bizde disko müziği çalarsa pist çocuklara bırakılıyor. Teyzeler “Bu ne yahu” diye mızmızlanıyor. (Ben bunu yazarken şu an Tranquila çalıyor, durum dediğim gibi.)

Mesela bu düğünlerde herkes ya kendi arabasıyla geliyor ya da taksiyle. Bizde düğün sahibi minibüs tutmazsa ayıplanır.

Bu arkadaşlar köyde düğün yaparsa “kır düğünü” oluyor biz yaparsak gelenek görenek oluyor...

Velhassılkelam “onlar” kalıbı eğlence amaçlı. Zengin de olsalar onlar da Ankara’nın Bağları çalmadan düğünü bitirmiyor. Çok sık olmasa da damarlarındaki Anadolulu kanı bir kesik bulup dışarı çıkıyor.


Kendi adıma sorarsanız, memleketimdeki düğünler için konuşuyorum; gidemesem de göremesem de düğün bizim düğünümüz be arkadaş. Bu vesileyle düğününe gidemediğim tüm kuzenlerime de selam yollamış olayım…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder